Urartu dini ve dolayısıyla dini mimarisiyle ilişkilendirdiğimiz en önemli yapı grubu kare planlı, köşeleri rizalitli tapınaklardır. Urartu coğrafyasında krali kentler ile eyalet merkezlerinde tespit edilen ve standart bir plan anlayışıyla ile inşa edilen bu tapınaklar, Urartu devlet dininin en çarpıcı temsilcileridir.
Urartu dininde İspuini ve Minua döneminde başlatıldığı düşünülen reform hareketi, dini mimaride de kendini göstermiştir. Urartu krali kentleri içinde önemli bir mimari kompleks oluşturan tapınak ve çevre birimlerinin ilk olarak bu dönemlerde belli bir standartta inşa edildiği anlaşılmaktadır.
Tapınaklar genellikle yerleşmenin en yüksek noktasında bulunurlar. Köşeleri rizalit olarak adlandırılan çıkıntılara sahiptir. Kare planlı tapınaklar 3-4 sıra daha çok bazalt ve andezit bloklarla örülmüş kalın duvarlar üzerinde yükselen kerpiç duvarlarla oluşturulmuştur. Dış ölçüleri 10-14 metre, iç ölçüleri ise genellikle 4,5-5,5 metre arasında değişmektedir.
Tapınakların giriş kapıları da genellikle standart bir anlayışta düzenlenmiştir. Tapınak odasına(cella) ulaşan dar bir koridor şeklindedir. Bu koridorun uzunluğu bazı örneklerde 3,5 m’yi bulabilmektedir. Her iki yanda üç kademeli bir silme/diş kapıyı çevreler. Bu girişin her iki yanındaki işçilik oldukça özenlidir ve çoğu örnekte tapınak yazıtları bu bölüme konulmuştur. Koridordan sonra ulaşılan cella kare planlıdır. Zemin ise taş levhalarla veya bazı örneklerde ana kaya düzeltilerek oluşturulmuştur. Tapınak avluları ise genellikle revaklı galeriler ile çevrilidir. Tabanları olasılıkla taş döşelidir ve ortasında bir sunak bulunur.
Tapınakların rekonstrüksiyonuna ilişkin bilgiler, daha önce bahsettiğimiz kimi tunç eserler ve taş kabartmalar üzerindeki yapı tasvirleri ile mimari özelliklerinin yorumlanmasından gelir. Bu çerçevede iki tapınak modeli önerilmektedir. Kalın duvarlar üzerinde yükselen ve yüksekliği 20 metreyi bulan kule tipi tapınaklar ile daha alçak semerdam çatılı tapınaklar. Urartu’da köşeleri rizalitli kule tipi tapınakların yaygın olarak kullanıldığı ve krallığın standart tapınak mimarisinin bu olduğu genellikle kabul edilir. Semerdam çatılı daha alçak tapınak modeli için ise tek referans Muşaşir tapınağının taş bir levhaya işlenmiş tasvirinden gelir. Ancak Muşaşir kabartmasında karşımıza çıkan cephe süslemesi ve önlerindeki törensel alanlar ile eşyalar hakkında önemli bilgiler verir. Bu tasvirde duvarlarda asılı vaziyette görülen aslan başlı kalkanlar Ayanis Urartu kazılarında da karşımıza çıkmıştır.
Gerek merkezi bölgede gerekse Urartu’nun diğer ana yerleşim alanları ve bazı eyaletlerinde, köşeleri rizalitli kare planın uygulandığı görülür. Bu noktada Urartu kimliğini yansıtan ünik maddi kültür kalıntılarının başında bu plan anlayışı gelmektedir. Tapınaklar çekirdekte kule tipinde? tek bir birimden çevreye doğru yayılan bir kompleks olarak değerlendirilmelidir. Çevresi revaklı bir orta avlu ana tören alanıdır. Bu alanda sunaklar bulunur. Revaklı alanın gerisinde olasılıkla hizmet binaları, din adamlarının yaşam alanları ve yine tapınağa ait depolar bulunmaktaydı. Van Gölü Havzası’nda Ayanis, Çavuştepe, Anzaf gibi krali merkezler yanında Urartu’nun periferisinde eyalet merkezi niteliğindeki Varto-Kayalıdere, Erzincan-Altıntepe gibi kazılmış yerleşme alanlarında da kare planlı tapınaklar ortaya çıkarılmıştır.
Çavuştepe’de olasılıkla bölgesel bir tanrı olan İrmuşini için inşa edilmiş kare planlı tapınak standart planlı Urartu tapınakları için iyi bir örnektir. Aynı yerleşmede Yukarı Kale’de tanrı Haldi için de başka bir tapınak yaptırılmıştır. Kare planlı bu tapınaklar, Urartu’nun ulusal veya devlet dini anlayışını da yansıtır. Urartu krali kentlerinin hemen hemen hepsinde aynı plan anlayışıyla inşa edilmişlerdir. Tapınaklar çoğunlukla ulusal tanrı Haldi’ye adanmışlardır ve devlet dininin mimarideki temsilcileridir.
Ayanis tapınak alanı son yıllarda ortaya çıkarılmış in-situ durumda nadir örneklerdendir. Urartu tapınaklarının özgün durumu ve çevresinde gelişen dini uygulamalar hakkında önemli veriler sağlamıştır. Tapınak önünde geniş bir avlu bulunur ve çevresinde yine belki tapınakların minyatür planlarını yansıtan fil ayakları/payeler yerleştirilmiştir. Bu payeler revakları taşımanın yanında görsel açıdan oldukça etkileyicidirler. Ayanis tapınağı cephesi, giriş koridoru ve çivi yazılı bloklar ile özgün örneklerdendir. Girişin her iki yanında ve koridor boyunca taş bloklar üzerine işlenmiş III. Rusa’nın anallerini içeren yazıt, Urartu’nun en uzun yazıtlarından biridir.
Tapınak girişinde bu türden bir uygulama ilk kez burada görülür. Tapınak girişinin karşısında, cellanın duvarına bitişik su mermerinde üzeri kazı bezeme figürlerin olduğu platform yer alır. Tapınak cellasındaki kesme taş bloklar üzerindeki oyma tekniği ile yapılmış grifon ve hayat ağacı betimleri yine Ayanis’e özgüdür. Bu oyma figürler intaglio tekniğinde yapılmıştır ki bu sanatsal yaklaşım da Ayanis tapınağına özgüdür.
Anıtsal kaya kapıları büyük olasılıkla Urartu için öteki dünyaya veya öte dünyadan kendi dünyalarına açılan bir simgesel geçişi/kapıyı temsil ediyordu. Ana kayaya oyulmuş olmaları akla Frig kaya anıtlarını getirir. Frig coğrafyasında da ana kayaya oyulmuş kapı biçimindeki nişler içinde ana tanrıça Kibele’nin yontusu çoğu zaman yer alır. Kayalıkların içinden ana tanrıça Kibele gerçek dünyaya açılır. Bu anlayışın bir etkileşim sonucu mu geliştiği veya her iki kültürün bağımsız özgün dinsel yaklaşımının ürünü mü olduğu tartışmalıdır.
Van Özalp Yeşilalıç kaya nişleri tıpkı Meher Kapı’da olduğu gibi yine bir açık hava tapınağı/kutsal alanı niteliğindedirler. Bu alanlarda yer alan stel yuvaları yapılan törenler hakkında bilgi verir. Yuvalara oturtulan steller önünde tanrılara sıvı sunu yapıldığını bazı Urartu mühürleri üzerindeki betimlerden bilmekteyiz. Ayrıca Erzincan Altıntepe’de bulunan açık hava kutsal alanı Yeşilalıç benzeri bir başka tapınak veya ibadet alanına işaret eder. Burada açığa çıkarılan yan yana ve dikine yerleştirilmiş stellerin önünde de olasılıkla bir sıvı libasyonu yapılmaktaydı. Bu stellerden Patnos Aznavurtepe’de de bulunmuştur.
Ayanis tapınak avlusunda ortaya çıkarılan libasyon sunağı şarap veya dini temizlik gibi uygulamalara işaret eder. Ayrıca tapınak alanında tespit edilen küp içindeki akdarı kalıntıları, kuru libasyon sunumuna delil olarak gösterilmiştir.
II. Sargon tarafından yağmalandığını yazıtlarından öğrendiğimiz Muşaşir/Ardini tapınağı tasviri de sıvı libasyon hakkında bilgi verir. Tasvirde tapınak önünde betimlenmiş üçayaklı kaide üzerinde yer alan kazanlar, sıvı libasyon için kullanılmış olmalıdırlar.
Ayanis Kenti Tapınağı’nın kuzey köşesinde ortaya çıkarılan 5.1 kg ağırlığındaki tunç aslan başı bir kalkan üzerine monte edilmiştir. Tapınakların cephelerine törensel tunç kalkanların asılmış olduğunu Muşaşir tapınağının yağmalanma sahnesinin kabartma olarak tasvir edildiği taş levhadan bilmekteyiz. Ayanis kalkanı üzerindeki yazıt da Urartu dini uygulamaları hakkında bilgi verir. Birinci satırda kalkanın, Argişti oğlu Rusa tarafından Tanrı Haldi’ye armağan edildiği yazılmıştır. Bu türden ifadeler Urartu tunç eserler üzerinde sıklıkla görülür. İkinci satırda geçen “yanan ateşin üzerine toprak atılarak söndürülmemesi” emri ise Urartu dini uygulamaları noktasında yeni bir bakış açısı oluşturur.
SEMERDAM ÇATILI TAPINAK
URARTU KULE TİPİ TAPINAK