Urartu’da altın ve gümüş işlemeciliğine ilişkin arkeolojik bulgular daha çok mezarlık alanlarından gelir. Halka biçimli, sarmal yüzük ve küpeler, sandal ve hilal biçimli küpeler, sarkaçlı, altın ve gümüş küpeler, baş kısmı stilize hayvan ve bitki biçimiyle biten altın ve gümüş elbise iğneleri yine altın ve gümüş madalyonlar ile boyunduruklar sıklıkla rastlanan ürünlerin başında gelir. Bu ürünler üzerindeki bezeme anlayışı tunç eserler üzerindeki tasvir anlayışından çok da farklı değildir. Sadece kullanılan metalden dolayı, üretim tekniklerinde farklılık görülür. Özellikle değerli metallerde görülen granülasyon tekniği ise daha karakteristiktir. Altıntepe mezarlarında ve Karmir-Blur’da bulunmuş takılar bu teknikteki süslemenin bilinen örneklerini oluşturur.
Urartu takı sanatı ise daha geniş bir perspektifte değerlendirilmelidir. Tunçtan yapılmış, yüzük, küpe, bilezik, elbise ve saç iğneleri yaygın kullanım alanı bulmuştur. Yine halka biçimli, sarmal halka, sandal ve hilal biçimli küpe ve yüzükler. Yılan ve ejderha başlı açık veya bindirilmiş ağızlı bilezikler ile pazıbentler sıklıkla görülen tunç takılardandırlar.
Urartu halk mezarları olarak tanımlanan, çoklu gömünün yapılmış olduğu yer altı oda mezarlardan ölü armağanı olarak bu takılar yaygın olarak kullanılmıştır. Bu açıdan bakıldığında Urartu toplumunda yaygın takı kullanımından da söz edilebilir.
Urartu’da madalyon olarak tanımlanacak eserlerin sayısı oldukça azdır. Bunlardan Toprakkale ve Karmir-Blur’da bulunmuş olan örnekler özellikle üzerlerindeki tasvirlerle dikkati çeker. Toprakkale altın madalyonunda tahtta oturan tanrıça karşısında ayakta duran kadın olasılıkla dua eder pozisyonda gösterilmiştir. Aynı sahnelerin işlendiği iki gümüş madalyon ise Karmir-Blur’da ortaya çıkarılmıştır. Bu kez kadın ile birlikte keçi de tasvir edilmiştir. Bu açıdan yine bir kült veya adak sahnesi canlandırılmıştır. Aynı grupta değerlendirebileceğimiz yine Toprakkale’de bulunmuş gümüş küçük bir pektoralde (göğüslük) bu kez iki hayat ağacının ortasında tahtta oturan tanrıça karşısında yanında keçi ile başörtülü bir kadın resmedilmiştir.
Göğüslüklerin daha büyük örnekleri ise daha çok satın alma yolu ile müzelere kazandırılmışlardır. 14-25 cm arasında değişen genişlikte, gümüşten yapılmışlardır. Bazılarının üzerinde düzenli sıralar halinde yerleştirilmiş mitolojik figürler bulunur. Kanatlı cinler ve hayat ağacı motifleri Urartu için karakteristik tasvir örnekleridir.
Fibula ve dekoratif elbise iğneleri Urartu’da özellikle mezar armağanı olarak sıklıkla kullanılan takılardır. Urartu döneminde yaygın olarak kullanıldığını bildiğimiz fibulaların bugünün çengelli iğneleri veya broşları ile benzer işlevler taşıdıkları söylenebilir. Gövde kısmı genellikle yay biçimli olmakta ancak kimi farklı varyasyonları da vardır. İğne kısmı spiral bir parça ile yay kısmına bağlanır ve uca doğru incelen iğne gövdesi, el biçimli kilit kısmına uzanır. Fibulalar bu dönemde oldukça geniş bir coğrafyada görülen moda takılardandır. Batı Anadolu’da Frigler’de de yaygın olarak kullanılmıştır. Bunun yanında Assur, İran ve Kafkasya coğrafyasında da izlenebilen buluntu gruplarındandır. Urartu’da 8. yüzyılın ortalarından itibaren görülmeye başladığı kabul edilir.
Urartu elbise iğneleri de fibulalar gibi mezarlarda sıklıkla karşılaşılan bir diğer yaygın takı grubunu oluşturur. Altın, gümüş, tunç ve demirden yapılmış örnekler özellikle baş kısmının tipolojisi ve süsleme özellikleriyle farklı tipolojik ayrımlara tabi tutulmuşlardır. Gövde genellikle uca doğru incelen bir yapıdadır. Gövde ile baş kısmın birleştiği bölümde ise çoğu zaman halka, yumru ve silme biçiminde bir hareketlenme görülür. Bazen bu alanda bir ip deliği de yer alır. Baş kısmı figüratif, bitkisel ve bazen de geometrik formlarla oluşturulmuştur. Kanatlı hayvanlar/sirenler, oturan aslan ve boğa betimli figüratif başlı örnekler az olmakla birlikte çok yaygın değildir. Baş kısmı küresel, dairesel formlu örnekler ile haşhaş başlı örnekler yaygın görülen tipleri oluştururlar.
BOYUNDURUK UBLİĞİ
BİLEZİK